Gaz Yağı

2016 yılı. Linate Havalimanı. Napoli uçağı kuyruğundayız.  Birazdan biniş saati gelecek ve bizleri içeriye alacaklar. İleride kızım Lea’nın babası olacak olan sevgilim ve çocukluk arkadaşım, her zamanki gibi giyimi kuşamı, tazı zerafetindeki dik duruşlu bedeni ve şeytan tüylü gülüşüyle etrafı gerçekten yakıyor. Ve kendisine bakan bakana, iş atan atana… Ben ise bile isteye ufka bakıyorum […]

Haysiyet

6 Ağustos 2018. Kınalıada, Ardıç Sokak. Gece 22:30 civarı. Ali Umur Buğay o gün adada, Yalı Plajı’nda yüzerken, 78 yaşında boğularak, öldü. Yapılan tıbbi müdahalelere rağmen yuttuğu yüksek miktardaki su sebebiyle geri döndürülemedi. Cesedi vefatında şaibeli bir durum var mı diye savcı hanımın talimatıyla incelenmek üzere Adli Tıp’a sevkedildi. Geride başı kesilmiş tavuk misali kalan […]

Lağım Faresi

“Lağım Faresi” 1990 yılının Nisan ayı. Gümüşsuyu semtinde 11 yaşımı sürüyorum. Hacı İzzet Paşa Sokağı’ndaki, yokuşa konuşlanmış olan 5 numaralı Mutlu Apartmanı’nda ailemle birlikte 10. dairede yaşıyoruz. Evde bir de İngiliz tazımız var, adı Efe. Çok zarif, incecik, çok hafif ve çokta hızlı bir av köpeği. Etrafta emsali yok. Sokakta onu gördüklerinde ceylana da benzeten […]

Baba

“Baba” 13 yaşlarındayım. Artık Gümüşsuyu’nda değil,  Küçük Bebek’te yaşıyoruz. 3 katlı olan evimizin çatısındayım. Ağabeyim bir itlik yapmış… Bugün tam olarak olayın ne olduğunu hatırlamıyorum fakat sonucunu da aklımdan çıkartamıyorum. Babam her zamanki gibi yazı yazmak zorunda, olan biten hiç bir şeyin farkında değil fakat çıkan tatavada ağabeyimin haklı olduğunu sanıyor. Gürültüden sıkılmış…Ağabeyim çok kolay […]

Yastık

“Yastık” 1987, Mart ayı, İstanbul, Gümüşsuyu.  Hacı İzzet Paşa Sokağı, Mutlu Apartmanı, 10 numarada yaşayan 2’si erişkin, 1’i kız diğeri erkek, 2 çocuk ve 1 İngiliz tazısı, toplamda 5 kişilik Buğay ailesinin 8 yaşındaki oldukça sessiz ve her şeyi, o sükunet içinde en ince ayrıntısına dek takip eden, adının ne olduğu sorulduğunda da “Zeymek” cevabı […]

8 Aralık 2017

8 Aralık 2017. Gece saat 03:20 sularında rahatsız bir şekilde uyanıyorum. Son zamanlarda artık eskisi gibi kolayca uykumu sürdüremiyorum. Altımda bir baskı var. Tuvalete gitmem gerekiyor. Toplamda 8 ay 2 haftalık gebeyim. Karnı burnunda dedikleri cinsten…Karnım tatlı bir top gibi, üstelik gündüzleri de yarı yarıya yok oluyor. Hamileliğim çok insan için her yönüyle merak konusu. […]

Biz Frankofonuz

Ben de frankofonum. Samimi arkadaşlarımın büyük çoğunluğu da frankofon… Nedir peki frankofon olmak? Sadece Fransızca konuşabilme becerisine haiz olmak mı? Hayır, o denli basit birşeyden bahsetmiyorum tabii ki… Frankofon olmak ölümüne emek vermek suretiyle sadece iki sene boyunca la liasion (kaynaştırma), l’accent circonflexe, l’accent aigu, l’accent grave, l’accent tréma gibi a, e, i, o, u […]

Zor

Annesizlik ve / veya babasızlık zordur. Sevilmemek zordur. Aldatılmayı hazmetmek zordur. Güven bir defa bir sebeple yittikten sonra tekrar güven duymaya çalışmak zordur. Tek başına ayakta kalmak zordur. Düşünce ayağa kalkmak zordur. Elinden tutan birinin olmaması veya elini tutmuş olanı kaybetmek zordur. Derdini veya meramını adam gibi izah edememek zordur. Görüşlerinden dolayı yargılanmak, ötekileştirilmek veya […]

Varoluş

Bir şeyler almak, almadan duramamak, almadığında veya alamadığında ise eksik hissetmek hızla tüketmeye şartlandırılmış günümüz toplum bireylerinin ortak sorunu. Alma eylemi duygusal başka türlü açlıkları tatmin ediyor olsa gerek ki alan kişi neyi, neden aldığını pekte sorgulamıyor. Bu durum israftan da öte yetmeme, yetinememe hallerini körüklüyor. Bireyin sahip oldukları toplumdaki statüsünü, ona gösterilen itibar ve […]

Sevgi

Herhalde “Bireyin hayatı boyunca duyumsayabileceği en büyük noksanlık nedir?” diye sorsak, genel olarak alacağımız cevap “Sevgisizlik” olurdu. Sevgi, dünyaya gelmiş her ruhun, varoluşunu güven ve tatmin duygusu içerisinde devam ettirebilmesinin temel unsurudur. Sevgi her türlü noksanlığı ihtiyaç sıralamasında ikincil plana attıracak bir tür dindirici merhemdir. Peki o halde, pek çok varlığın ilk kez karşılıksız sevgiyi […]