Sene 1988. 9 yaşındayım. Fındıklı’daki Namık Kemal İlkokulu’na gidiyorum. Okula gidiyorum dediysem pekte büyük bir şeyler ummamak lazım zira o dönemlerde tahsil hayatında parlak bir kuyruklu yıldız, semayı aydınlatan bir göktaşı filan değilim. Ne kadar becerebiliyorsam, aklımı derslere ne kadar verebiliyorsam o kadar öğrenmeye gayret eden bir tembel tenekeyim işte… Dürüst konuşmak gerekirse, yemek yemek, […]
“Seninle Başım Dertte…” 5 Ağustos 2019. Kınalıada. Gün batımı. Dışarıda şeftaliyi andıran ılık, hafifçe esintili, sanki ıslakmış gibi bir hava var ve gökyüzü de sarıyla turuncu arasında gidip geliyor. O gün Sofya’dan gelen misafirlerimiz, bahçemizin en tafralı güzeli, devasa pembelikteki begonvilimizin hemen altına kurulan mükellef bir Ayşe Bugay sofrasında 3 çocuk, 7 erişkin olacak şekilde […]
“Gece Sürüşü” 20 Ekim 2020. Kınalıada. Gece saat 01:48 civarı. 3.katta, annemlerin odasındayım. Ev kapkaranlık. Odanın penceresini açmışım. İçeriye artık oldukça soğumuş olan sonbabar havası doluyor. Ürperiyorum. Üzerimde babama ait olan beyaz bir gömlek var. Yakasından hala parfümünün kokusu geliyor. Sabit gözlerle ilerideki denize bakıyorum. Sonra ağzımdan bir anda: “Baba lütfen kızma ama ben ev […]
Sene 1988, ben o yıl 9 yaşındayım. Gümüşsuyu’nda, Hacı İzzet Paşa yokuşunda, Mutlu Apartmanı 10 numarada oturuyoruz. Bir balkonumuz var, ben hava güzel olunca, gece veya gündüz mutlaka o balkona çıkıp, ayaklarımı sallandırarak tüm mahalleye ve Boğaz’a bakıyorum. Rüzgar esiyor sanırım, ayaklarım daima çıplak, asla çorap giymeyi sevmiyorum. Giyemiyorum bir şekilde… Üşüyor muyum hatırlayamıyorum yine […]